Aralık

23 Aralık 2015

Bugünlerde içimden hiç yazı yazmak gelmiyor. Yazdığım günlerin tarihlerine bakılınca anlaşılıyor zaten. Resmen köreliyorum, kendimi köleleştiriyorum. Yapmak istediklerim, yapmam gerekenler, bir kenarda duruyor ve hiçbir iş yapmıyorum. Bu hale nasıl düştüm? Neden bu haldeyim? Kendimi toparlamam gerek. “Kendim” olmam gerek. Tanımlanmamış bir kaliteyi taşıyorum kendimde, biliyorum. Onu tanımlayabilecek kafa yapısını oluşturmam gerek. Çok okumalıyım, yazmalıyım. Kendime dersler oluşturmalıyım, onlara çalışmalıyım. -meliyim, -malıyım… Yapılacak çok şey var, zaman da var, yapacak irade yok. Sorun tamamen orada. İradeyi toplasam bile karşıma başka şeyler çıkıyor.

Parçalanıyorum gün geçtikçe. Arada halime şükrediyorum ama o da kısa sürüyor. Saçma sapan işler peşindeyim, ne yapmam gerektiğini hala bilmiyorum. Bir şans, biri elimden tutup çekse beni yanına da bu ortamdan kurtulup kabuğumu kırsam, asıl olan “kendim”e gelsem.

Silkelensem şöyle başım dönene kadar. Düşsem yere, çarpsam başımı duvara, kendime gelsem filmlerdeki gibi. Ama yok… Yok öyle bir dünya.

Açgözlü kurtların yaşadığı dünyada,
gözlerim bağlı, dans ediyor gibiyim.
Her şeyden habersiz.