Sabah herhangi bir şey söylemeden çıktım. Bu kez beni Yenikapı’danerken alacaklar diye biraz da acele ettim. Arabayla iş yerine geçtik. Karnımdabir şişlik, rahatsızlık vardı. Son zamanlarda daha fazla oluyordu. Güniçerisinde hiç mesaj atmadım. Kendi bena bir iki haber linki gönderdi. Hemenokumadım, biraz zaman geçtikten sonra okudum. Mesajını bekliyormuş gibi yapmakistemedim. Bir müddet sonra yazdım. Bugün spora erken gidebilir misin diyeyazdım. O da bir müddet sonra sinemaya gitmek isteyip istemediğimi sordu. Evet dedim. Keşke demez olaydım.
İşten yine biraz geç çıktık, trafiğe takıldık. Taksim’de inip bir restoranda yemek yedim, bankadan biraz para çekip diğerine yatırdım ve eve gittim. Eve giderken beni aradı ve nerede olduğumu sordu. Sonr da saat ona çeyrek kala sinemaya gideceğimizi, arkadaşının biletleri aldığını söyledi. Eve gittim ve biraz dinlendim. Sonra sinemaya gitmek için yola koyuldum. Demirören’in önünde kendilerini aradım, nerede olduklarını sordum ve yolda olduklarını söylediler. Yukarıda beklediğimi söyledim ve üst kata çıktım. Sinemanın önünde biraz Instagram’a bakarken geldiler ve sinema salonuna geçtik. Hangi filme girdiğimizi bilmiyordum ama tahmin etmiştim. Ölümcül Şehirler adında bir filmdi. Yaklaşık üç saat boş bir filmi izledik. Evet dediğime işte bu yüzden pişmandım. Film arasında ve eve giderken pek de tadımın olmadığını arkadaşı anladı. Sonra eve geçtik ve pek konuşmadık. Ben yatağıma geçtim, o da telefonla bir şeyler yapıyordu. Sonra da uyuyakalmışım.