Hayatımda almadığım kadar tepkiyi aldım bugün. “Beni tanıyor galiba” dediğim insanlardan beklenmedik tepkiler geldi. Bugün masum bir çocuk hayatını kaybetti. Nedeni Gezi Parkı Olayları’nda ekmek almaya giderken polisin açtığı gaz fişeğiyle ölmesiydi. Allah rahmet eylesin, ölümü herkesi yasa boğdu fakat aklıma sorular takılıyor.
Birincisi: Madem ortada bir eylem var ve polisler var, neden bir insan elini kolunu sallaya sallaya ekmek almaya gider?
İkincisi: Ekmek almaya gidiyor olsun (görgü tanıkları yok) Neden polisin, arbedenin olduğu bir yerden ekmek alıyor? Siz polislerle eylemciler arasında, tam ortasında ekmek almaya gider misiniz?
Bu iki soruya dayanarak, “Ekmek almaya giderken vuruldu” düşüncesine inanmıyorum. Ha, gerçekse kanıtlar nerde? Gezi Parkı’nda yaşlısı çocuğu eyleme katıldı. Bundan doğal bir hak yok. Her gün, isterse 365 gün eylem yapsın (365 günDÜR eylem yapsın demiyorum). Gelsin eylemini yapsın insan gibi, geri gitsin evine. Gelsin tekrar yapsın eylemini, basın mensuplarını çağırsın, konuşsun. Ama iki üç gün boyunca bir yeri işgal ederek eylem yapmasın kimse. “Gidersek ağaçları kesecekler” diyorlar. Ya sen gitsen de gitmesen de eninde sonunda eğer bir karar varsa kesecekler o ağaçları. Tamam, biz de ağaçların kesilmesini istemiyoruz, her yer yeşillik olsun istiyoruz – ki bunu benden çok kimse isteyemez – ama istemenin de bir adabı var. Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan herkes aynı haklara sahip değil mi? Peki neden bazı insanlar günlerce eylem yapabiliyor da bazıları sadece bir gün içinde eylem yapabiliyor? Bu kanuna aykırı.