Bugün büyük gün… Gözlerimden lazer ameliyatı olacağım gün. Sabah 9:45’te operasyon olacağı için saat 9 gibi oradaydık. Öncesinde birinci katta biraz bekledik, sonra da üçüncü kata ücret ödemesi için gittik. Beni tekrar birinci kata gönderip testlerin yapılmasını istediler. Sonrasında da tekrar üçüncü kata gönderttiler. Annemle birlikte bekleme odasında oturuyorduk, bizi hemen başka bir yere aldılar. Beni de ameliyat olacağımız diğer odaya aldılar. Bir kadın ayağıma galoş, kafama bone, üzerime de ameliyat önlüğü giydirdi. Sonra bir adam geldi ve gözlüğümü masaya bırakmamı istedi. “Umarım geri geldiğimde almama gerek kalmaz” dedim. Ameliyat odasında beni bir sedye gibi bir şeye uzandırttılar. Dizlerimin yukarıda kalmasını sağlayacak kısım dikkatimi çekmişti. Uzandıktan sonra doktorun gelmesi için biraz bekledik. Beklerken bana “ışığa doğru bakabilirsin, gözlerin ışığa alışmış olur” dediler. İki erkek operatör vardı, etrafta bir şeyler yapıyorlardı. O anda ameliyattan sonraki saatleri düşünüyordum.
Doktor kısa bir süre sonra geldi ve hemen operasyona başladı. İlk önce sağ gözle başlayacağız dediler. Öncesinde gözlerime iki farklı damla damlattılar. Sonrasında doktor bir bantı aldı ve sağ gözümün üst kısmına bastırdı, biraz baskı hissettim orada ve pek hoşuma gitmedi. Bantı taktıktan sonra göz kapaklarımın iyice açılıp hareket etmemesini sağlayacak metal aparatı maşa gibi açıp bıraktı. Gözüm apaçıktı. Sonrasında bir damla daha damlattı sanırım. Elinde plastik bir şey vardı, onu gözüme getirdi ve biraz baskı olacağını söyledi. Benden bu arada devamlı yeşil ışıklı noktaya bakmamı istediler. Ben yeşil ışığa bakmaya çalışıyordum devamlı ama adam bastırdıkça o yeşil noktayı kaybediyordum. Bastırması bittikten sonra uzandığım şeyi 45 derece kadar sol tarafa kaydırdılar. Vakum makinesiymiş, ne yaptığı ile ilgili gram bilgim yoktu ama gözümün içine kadar geldi. O aralarda sadece beyaz bir ışık görüyordum. Biraz gözüme baskı uyguladıktan sonra bu kez aynı yere 45 derece sağ tarafa döndürdüler. Prosedürü bildiğim için doktorun o anda ne yaptığını biliyordum. Vakum makinesi, gözümün ön kısmındaki ince tabakanın kalkması için bir işlem yapmıştı, doktor da o zarı elindeki metal aparat ile kaldırdı. Yeşil olan o ışıklı nokta, zar kaldırıldıktan sonra büyük ve pütürlü bir yuvarlığa dönüşmüştü. Sonrasında benden devamlı yeşil ışığa bakmamı istediler ve 10 saniye kadar süreceğini söylediler. Sonra 5-4-3 diye geriye saydılar ve bitti. O arada lazer gözümün önünü tıraşlıyordu. Yanmasıyla oluşan kokuyu da alabiliyordum. Demek ki insan eti yandığında bu koku geliyor… Doktor o ince tabakayı yerine koyduktan sonra bir damla döktü ve spatulaya benzer plastik bir aparatla güzelce kapanmasını sağladı.
Diğer göz için de aynı şeyi yaptılar. Doktor elindeki plastik şeyle biraz bastırdıktan sonra diğer tarafa aldılar. Vakum makinesi gözüme gelip çıktı ama sanırım yapamadılar. Diğer tarafa tekrar çevirip doktor o plastik şeyle tekrar denedi ve tekrar o vakuma gittim. Bu kez olmuştu. Aynı şeyleri diğer tarafta yine lazerle yaptılar. Sonra da operasyon bitti. Beni kaldırıp şu çenemizi koyup ayna ve ışıkla gözümüze baktıkları test cihazına götürdüler. Doktor muhtemelen iyi kapanıp kapanmadığını kontrol etti. Her şey gayet iyiydi. Oradan gözlerim açık şekilde bekleme odasına gittim. Biraz bekledikten sonra annem geldi ve güneş gözlüğümü verdi. Aşağıya inip eve gittik.
Biraz buğulu görüyordum ama genel olarak net gibiydi. Eve gelirken gözlerimi arabada devamlı kapalı tuttum. Eve geldikten sonra gözlerim hassaslaşmaya başladı. Gözüm kapalı olmasına rağmen göz kapaklarımın içinden geçen ışıktan rahatsız oluyordum. Önce salonu ayarlamaya çalıştık ama salon çok ışık alıyordu. Sonra annemlerin odasına gittik ve annem odayı karartmaya çalıştı. İlk başta yeteri kadar karanlık değildi ama sonrasında bir şekilde kararttı. Hatta şemsiye getirip uzanırken üzerini kapatarak bir çadır gibi yapıp iyice kararttı. İki damla vermişlerdi, ikisini de 5 dakika aralıklarla, ilk gün her saat başında kullanacaktım. İlk damlamı aldıktan sonra direkt uyumak istedim ama bir saat sonra tekrar uyanacaktım. Annemden yanımda durmasını istedim, yalnız olmak istemiyordum çünkü cidden çok rahatsız edici bir durumdu. Annem sağolsun yanıma uzandı, arada gidip başka işler yaptı ama orada olması bile rahatlatıcıydı. Gözlerim öyle rahatsız oluyorlardı ki, hani lens kullandığımızda bazen gözümüze battığında gözü hemen kıpkırmızı yapıyor, anında çıkarıp atmak istiyoruz ya, lensin o şekilde saatlerce gözümüzde kaldığını ve çıkaramadığımızı düşün. O derece rahatsız edici bir şekilde uzanmış zamanın geçmesini bekliyordum. Gözlerimden devamlı yaş geliyordu ve peçeteyle dikkatlice silmeye çalışıyordum. Gözlerime dokunmamam, ovalamamam için annemin güneş gözlüğünü kullanıyordum.
Önceleri o ilk 4-5 saat geçmedi ama sonrasında gözlerim daha iyi olmuştu. Yavaş yavaş açabiliyordum, o kaşıntı yoktu. 5 saatten sonra gözlerimi açıp etrafta dolaşabiliyordum. Işık artık rahatsız etmiyordu. Salona gidip televizyon bile izledim, o derece gözlerim normaldi. Birkaç kişiye mesaj bile atabildim. İlginç bir deneyimdi.