İstanbul’a gitmem gerekiyor, projenin son aşamasından dolayı. Bütün her şeyi ayarladık. Sabah yedi uçağıyla İstanbul’a gidiyorum. Umarım projenin son aşaması kötü geçmez ama içimden bir ses kötü geçecek diyor, bakalım. Tuzla’daki müşteri lokasyonuna yakın bir otelde oda ayarlanacak ve on yedi gün orada kalacağız. Biraz sıkıntılı olacak tabiki ama yapabileceğimiz bir şey yok. Böyle büyük bir projenin parçası olduğum için kendimi şanslı hissediyorum. Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım her zaman. Umarım yüzümüz kara çıkmaz. İstanbul’da olmayı sevmiyorum ama neredeyse her şey burada, yapabileceğim hiçbir şey yok. Keşke başka bir yer olsaydı da oraya gidebilseydim. Tek bir yerde kalmak istiyorum ama olmuyor işte. Ailemden de uzaklaşıyorum, beni tek koşulsuz seven insanlardan…
Canım o kadar çok sıkılıyor ki. Bugün Ramazan Bayramı’nın ikinci günü. Uzun zamandır proje için çok fazla çalışıyoruz ve ilk defa iki gün üst üste hiçbir şey yapmadan yaptım. Dinlendim, kafam biraz boşaldı gibi. Şu aptal oyunu oynadım gün boyunca, günüm bu oyun yüzünden o kadar salak saçma geçiyor ki anlatamam. Kaç kere bilgisayarımdan silmeme rağmen yine yükleyip yine oynuyorum. Bir nevi bağımlılık gibi resmen. Yapmam gereken çok da bir şey yok gibi aslında, bu da bir neden işte. Bugün sabah erken kalktım ama yataktan kalkmam bir saati aldı. Müzik dinledim, haberlere baktım. Saçma sapan haberler. İngiliz medyasında aptal Boris’in danışamıyla ilgili bir haber vardı. Adamın Corona testi pozitif çıkmasına rağmen saatlerce uzaktaki yetmiş yaş üstü ailesinin yanına gitmiş. Sen başbakan olarak herkese evde kalın, yaşlılarla temas kurmayın diyorsun ama senin danışmanın pozitif çıkmasına rağmen, karantinadan çıkıyor, üstelik yüzlerce kilometrelik uzaklıkta olan ve yaşlı olan ailesinin yanına gidiyor. Bu politikacıların hepsi böyle, şerefsizler. İnsanlara ne yapmaları gerektiğini söylerler ama konu kendilerine ya da yakınlarına gelince, onları ayrı tutarlar. Eğer yukarda yaradan diye bir şey varsa, bunların hepsinin belasını versin.
Türk siyasetine zaten bir şey demiyorum. Boklarında boğulsun gerizekalılar. 600 tane adam yıllardır bir araya geliyor ama bir boku beceremiyorlar. Bazen şunu düşünüyorum. Mükemmel bir hacker olsam da, Lucy gibi güçlerim olsa ve dünyadaki bütün siyasetçilerin bankalardaki paralarının hepsini bütün insanlara dağıtsam.
Bu arada artık dinen hiçbir dine inanmadığımı buraya yazıyor, bundan sonra da hiçbir dine de mensup olmadığımı nah buraya yazıyorum. Artık dinlerden de, dindarlardan da, başı kapalısından da Atatürk’çüsünden de hepsinden nefret ediyorum. Allah hepsinin belasını versin. İçimde öyle bir nefret var ki, yani buralardan defolup gitmeyi o kadar çok istiyorum ki. Keşke Yeni Zelanda’da doğmuş olsaydım, orta halli ya da fakir bir ailenin çocuğu olsaydım ama mutlu olsaydım ya… Böyle bir ülkenin vatandaşı olduğum için hiç gurur duymuyorum. Hiçbir şey iyiye gitmiyor… Daha içimizdeki insanlar bile birbirini aşağıya çekmeye çalışırken ülkece nasıl kalkınabileceğiz ki?
Hohoho… Bugün benim doğum günüm. Günlerden de pazar. Bakalım nasıl bir gün beni bekliyor… Her zamanki gibi öğlene doğru kalktım, herhangi bir şey yapmadım. Bütün gün bilgisayarın karşısındaydım. Bir ara dolaptan bir şey alayım derken bir baktım ki, kavanozların arkasında bir yaş pasta bana göz kırpıyor… Canım annem benim için pasta yapmış o kadar. Aslında yapacağını biliyordum, markete falan gitmiştik ama ne ara yaptı onu bilmiyorum.
Akşam biz bize kutladık, ayrı ayrı fotoğraf çekildik. Annem pastanın yarısından çoğunu sanırım komşuya verdi. Bir dilim yedikten sonra dolaba gidip bir baktım ki sadece iki dilimlik pasta kalmış, koskoca pastadan. Hayal kırıklığı resmen…
Şu an her şey o kadar boktan bir şekilde ilerliyor ki. 2020 bize hiç uğurlu gelmedi. Şu an da Corona Virüsü çıktı, her yere yayıldı. Virüs Çin’den bütün dünyaya yayıldı ve yayılmaya da devam ediyor. Türkiye’de de hızla yükselmeye devam ediyor. Herkes kafayı yemek üzere, marketlerde kolonya ve makarna bulunmuyor. Özellikle büyük şehirlerde durum bu şekilde. Kaç yere sordum kolonya var mı diye ama hiçbir yerde yok. Allah’tan İstanbul’daki evde var kolonya, sadece gıda için bir şeyler almam gerekiyor. Bu hafta cuma günü sabah İstanbul’a döneceğim, uçak biletini çoktan aldım.
Şu an herkes deli gibi haberleri takip ediyor. Ülkemiz bu virüs konusunda gayet iyi gidiyor ve etkilenenlerin sayısı şimdilik o kadar değil. Umarım çok fazla da artmaz.