Son iki gündür içim hiç rahat değil. İki gün önce bir şişe şarabı bitirdim can sıkıntısından. Sarhoş olmak istedim ve az bir şey oldum da. Öyle bir şişe şarapla sarhoş olacak insan değilim, sarhoş olmak istemediğim zaman olmuyorum ve sınırda duruyorum.
Bugün erken saatlerde teyzemlerden biri geldi. Oturduk uzun süre sohbet ettik. Anne tarafımdan birileri gelip böyle uzun uzun konuşunca içim rahatlıyor. Anne tarafım o kadar ılımlı ki – Allah’a şükür – iyi anlaşıyoruz. İyi ki varlar, seviyorum hepsini. Kuzenlerim de çok iyiler, tek sorun fazla vakit geçiremiyoruz. Neyse, teyzemle annem bir yere gittiler. Benim de dışarıda yapmam gereken işler vardı. İlk önce bankaya sonra da SGK’ya gittim. Önceki senelerde SGK’da onca saat beklerdi insanlar. Şimdi maşallah çok beklemiyoruz. Ülkede git gide bir şeyler değişiyor. Sıram geldiğinde bir görevli şu tarafa geçin dedi. Ben de tuhaf tuhaf bakarak geçtim. Sistem iyileşiyor ama insanlar yine aynı insanlar. Masada oturan görevliye durumumu anlattım ve o da beni başka bir yere gönderdi. Gittiğim yerde yine masa başında olan insanlar vardı. Gittim birinin yanına oturdum. Bana ismi söylenen kişi dışarıda sigara içiyormuş. Onu bekledim biraz. Daha sonra yanında oturduğum adamın oranın şefi olduğunu öğrendim. O da beni başka birine gönderdi. Gittiğim kişi yaşlı bir adamdı. Derdimi anlattım ve genç olduğumu görünce bana sevimli bir şekilde yardımcı olmaya çalıştı. Tabi benim derdimi anlatışımda biraz çocuksuydu. “Aklında sorular kalmasın, sor hepsini” dedi. Ben de diğer sorumu sordum. Sonra da teşekkür edip oradan ayrıldım. Genel Sağlık Sigortası’nı yatırmak için bankaya gittim. İçeride annemin kartını kullanarak sıra aldım. Numaram geldiğinde gişedeki kişiye “GSS’i buradan mı yatırıyoruz” dedim. O da bana ATM’den yatırmam gerektiğini söyledi. Başından sağmak için söyledi sanki ama ben yine iyiye yordum. Dışarıda sırada beklerken en önden biri çekip gitti. Sonra baktım ki insanlar sanki makine bozulmuş gibi bekliyordu. Arkamdan bir genç “noldu, bozuldu mu” diye sordu. “Kadının kartını yuttu, onu bekliyoruz” dedi. Sonra geçti hemen en öne, bir kaç numara girmeye başladı. Ben de öndeki kadına, “siz devam edin, o kartı arka taraftan alacak zaten” dedim. Ama tabi çocuk en öne geçmiş kendi işini halletmeye çalışıyordu. Ne kadar sinir oldum ama. Önümde de bir genç kız vardı. O da bana “ben de saygıdan dolayı bekliyorum ama…” dedi. “Valla kimseye saygı duymana gerek yok artık. Bak insanlar nasıl saygı gösteriyor” dedim öndeki çocuğu göstererek. Sonra sinirlenip çekip gittim. Ne de olsa başka bir yerden de yatırabilirdim. Çekip bir tanıdığımın yanına gittim. Onlarda biraz oturduktan sonra eve döndüm.
Yani insanlar harbiden gerizekalı. Ne saygı kalmış ne de ahlak. Eniştem Mitsubishi’de çalışırken Japonya’ya çok sık gidiyordu. Bir tecrübesini bana anlattı. Birgün bir yere bisikletle giderken bir kadın görmüş. Kadın bir şeyler satıyormuş. Eniştem durmuş ve almak istemiş ama fiyat konusunda pazarlık yapmak istemiş. Pahalı olduğundan değil hani, sadece tepkilerini görmek istemiş, Japonlarla pazarlık yapmak nasıl bir şey merak etmiş. Kadın 10 demiş, eniştem 8. Eniştem bir iki kere daha 8 deyince kadın 8 liralık malı 10 liraya satıyormuş gibi, kazık atıyormuş gibi göründüğünü düşünerek bin kere özür dilemiş ve 8’den vermek istemiş. Düşün yani, kadın sırf müşterisi pahalı gördü diye özür dilemiş. Tabi eniştem onu 10’dan almış ama Japonun bu davranışı çok hoşuna gitmiş. Şimdi nerede bizdeki o saygı?