Eylül

3 Eylül 2015

Günlerdir şu çim sulama görevini başkasına vermelerini bekliyorum. Bundan 15 gün önce komutana yaklaşık iki aydır bu bölgeyi suladığımı, başka birinin yerimi ne zaman alacağını sordum. Komutan on gün sonra yeni kısa dönemlerin geleceğini ve biraz sabretmem gerektiğini söyledi. Dediği gibi sabrettim. Yeni arkadaşlar geldikten beş gün sonra tekrar yanına gidip “Komutanım, sulama ekibini değiştirecek miyiz?” dedim. Bu kez de “arkadaşların görev yerleri belli olsun, ondan sonra bakarız” dedi. Şu aralar yine sabrediyorum. Bakalım şu çim işinden ne zaman kurtulacağım. Benden öncekiler “ya ben bir aydır suluyorum” diyerek sanki çok uzun süre sulamışlar gibi yakınıyorlardı. Ben iki aydan fazla yaptım bu işi ama bu kadar da ağlamadım kimseye. Resmen askerliğimin yarısı çim sulamakla geçti.

Bizim bedavacı bugün yine mıntıka alanında iş yapmadı. Adam kendini oranın generali falan sanıyor herhalde, elleri beline atmış dolaşıyordu. Millet orada amele gibi çalışırken bu arkadaş bir eli belinde diğer elinde sigara patronmuş gibi orada geziniyordu. Önceden nefret ediyordum ama şimdi sadece acıyorum. Yazık ona!

Bir önceki gün, kum torbalarını taşımak için nizamiyedeki nöbet kulübelerinin oradaki nöbet kulübelerine gittik.  Bedavacı geçti aracın ön tarafına. Nizamiyeye vardığımızda ne yapacağını merakla bekledim. Yine ellerini beline koydu, diğer herkes kum torbası taşırken bu sanki kimse orada iş yapmıyormuş gibi dolaştı etrafta. Adamdaki rahatlığa bak. Ya herkes orada mal ve benden başka kimse bu durumu görmüyor, ya da bu çocuk çok zeki, geri kalan herkes mal. En sonda adaşı olan çocuk “sen niye torba taşımıyorsun abi” dedi de eline torba değdi. Kirlendi elleri, eblki de ilk defa. Kütüphaneye torpille seçilmiş olduğunu da yeni öğrendim.

Bu akşam gece eğitimi var. Ne yapacağız gerçekten merak ediyorum. Burada askerlikten çok, memurluk yapıyoruz, amelelik yapıyoruz. Saat şuan beş, birazdan yemeğe gitmek için komutandan izin alacağım. Akşam neler olacak acaba?