Günlerden cumartesi. Bugün SAP ile ilgili bir firma için iş görüşmesine gittim. Sabahın kör saati olan yedi buçukta uyandım ve duşumu aldım. Ev arkadaşım bana sağolsun kahve hazırlamış ve bir kruvasanın arasına kaşar koyup masanın üzerine bırakmış. Duş altıktan sonra farkettim. Hemen yiyip onun da yanağından öpüp çıktım evden. Kullanığım uygulamaya göre bir buçuk saat sonra orada olabiliyormuşum. Metro, Marmaray ve tekrar metro yapmam gerekiyordu. Bir önceki gidişimde on onbeş dakika gecikmiştim, bu gidişimde geç kalmamam gerekiyordu. Şirketin ortaklarından bir tanesi ile görüşme yapacaktım. Neyse, ben biraz geciktim. Yaklaşık 10 dakika kadar. Haftasonu olunca ofiste kimse olmuyormuş. Sekizinci kattaki ofis girişinde bekledim (üçüncü katta da ofisleri var ama sadece çalışma için kullanıyorlar) Biraz bekledim, gelen geçen kimse olmadı. Vakit geçiyordu, içeriden de sesler geliyordu. Belki çalışıyorlardır, müsait olunca bitirler herhalde dedim. Biraz daha bekledim ama baktım bitirmeyecekler gibi. İnsan hiç mi o arada mola vermez de mutfağa geçmez? Birini gördüm ve Fatih Bey’i beklediğimi söyledim. O da hemen kendisine haber verdi. İçeri girdiğimde Fatih Bey bana tam da beni arayacağını söyledi. Güleryüzlü biriydi, biraz konuştuk ve kendimi yakın hissettim, tıpkı bir önceki işimde olduğu gibi. Kendi açısından görüşmenin olumlu geçtiğini söyledi. Benim açımdan da olumlu geçmişti. Fakat ücret konusunda biraz şaşırdım. Tamam, SAP’i bilmiyorum ama süreçler konusunda da sıfır sayılmam. Verdiğim ücreti biraz yüksek bulmuşlar ama bir şeyler yapacağını söyledi. Bilmiyorum artık. Oradan çıkıp metroya kadar gittim. Yol o kadar uzun sürdü ki, buna değer mi demeye başladım. Tabi burası sadece ofis, biz müşterilere gidecektik. Onlar da kim bilir nerede? Bana Fatih Bey İBM gibisinden bir şeyler söyledi, bir modüldü sanırım ama tam olarak ne olduğunu anlayamadım. Eve gelip arattım ama bir şey bulamadım. Arkadaşıma sorarım artık dedim.
Kasım