Şubat

5 Şubat 2017

Günlerden pazar. Yine evde olduğum bir haftasonu. Yine hiçbir arkadaşımın “Caner hadi gel şuraya gidelim” demediği başka bir gün. Üniversiteden bir grup arkadaşlarım var, çok yakın olduğum. Onlar da ya mesafe olarak çok uzaktalar ya yüksek lisansa hazırlanıyorlar ya da başka bir nedenden dolayı dışarı çıkamıyorlar. Tanıdığım başka kimse olmayınca mecburen günü evde geçirmek zorunda kalıyorum. Ev arkadaşlarım da kendi hallerinde yaşıyorlar. Eve taşınmadan önce “oo çok güzel, onların arkadaşları ile de tanışır, çevremi biraz daha genişletirim” diye düşünüyordum. Fakat öyle olmadı. Belki ileride olur, bilmiyorum. Bugün öğlen dörtte staj yaptığım bir yerden arkadaşım olan Volkan’ın nikahı vardı Beşiktaş Evlendirme Dairesi’nde. Çok saçma bir nedenden dolayı gidemedim. Haftalar öncesinden belliydi ve gitmeyi gerçekten de istiyordum. Neden gitmedim, hiç bilmiyorum. Bu aralar kafası karışık, karamsar, dikkatsiz ve kararsız görüyorum kendimi. Aklımda çok fazla soru var. Bunların zamanla netleşeceğini düşünüyorum ama zaman çok hızlı akıyor. Ya tedbir alamadan vakit geçerse ve bir şey yapamazsam? Sanki herkes beni geçecek ve ben olduğum yerde kalacakmışım gibi hissediyorum. Sanki yanlış bir yöne gittiğimden geleceğim pek de iyi olmayacakmış gibi, memur gibi bir yerde çalışıp biriyle evlenmeden yaşlanıp gidecekmişim gibi geliyor. Kafamı dağıtmam gerek. Buna bir çözüm var tabiki. Sevgili bulmak. Ya tamam da nasıl bulacağım, daha kimseyi tanımıyorum ki. Aklımda bir isim var, yakın zamanlarda onunla tanışmayı ve arkadaş olmayı istiyorum. Düşüncelerimizin paralel olduğunu ve anlaşabileceğimizi düşünüyorum. Ben onu beğeniyorum ama o beni beğenecek mi? Off, çok karamsarım. Yoksa gerçekçi miyim? Keşke yanımda birileri daha olsaydı, varlıkları bile yeterdi. Annem, babam olsaydı ne güzel olurdu ya. Hatta bütün akrabamız burada olsaydı, 7 sülale İstanbullu olsaydık ne mükemmel olurdu? Hepimiz aynı yerde olurduk. Adana’dayken gitmeye bile üşendiğim akrabalarımı şimdi mumla arıyorum. Onlar olmadıkları zaman anladım işte değerlerini. Özellikle annemle babamın. Aslında o kadar da uzak değil, haftasonları gidip gelebilme şansım var ama bu da beni psikolojik olarak kötü etkileyecek, biliyorum. Bunun için birini suçlamam gerekiyorsa o da devlet olacaktır. Eğer bütün yatırımlar İstanbul ve çevresine yapılmasaydı, ben bugün buraya taşınıp çalışmak zorunda olmazdım. Almanya gibi olsaydık, devlet yatırımını ülke genelinde homojen olarak yapmış olsaydı olmazmıydı?

Bugün de kendimi yalnız hissettim.