Bugünün pek fazla bir önemi yok ama yine de sırf yazmak için yazıyorum. Sabah – bana göre – 12’de kalkmışım. Final projesi için Tamer Özün’ü aramam gerekiyordu. Artık aramam lazım diyordum kendi kendime. Sakal traşı olup duşumu da aldıktan sonra çamaşırlarımı makineye attım ve o arada da yumurtamın kaynamasını bekliyordum. Kahvaltımı hazırladım ve kahvaltıyı telefon görüşmesini yaptıktan sonra rahat rahat yaparım diye düşünerek bir anda Tamer Bey’i arayayım dedim. Aramadan önce bir kağıda nelerden bahsetmem gerektiğini not aldım ve telefona sarıldım. “Bir işi ya o anda yapacaksın, ya da hiç yapmayacaksın” felsefesini uyguladım ve Tamer Bey ile konuştum. Musait olmadığını ama saat altı gibi aramamı istedi. Sesi çok iyi geliyordu. Bazı şeyleri aştığını bildiğin insanlar olur ya, onların sesine benziyordu – nasıl oluyorsa artık. Kahvaltıma döndüm. Biraz da lehçe çalıştıktan sonra Ufuk ile okula gittik. Lehçe dersinde Onur’un da dediği gibi komik şeyler dönüyor. Farklı ülkelerden gelen insanların bilmedikleri bir dili öğrenmeye çalışması harbiden komik bir durum. Fransızların ve Almanların dilleri dönmüyor, söylemeye çalışırken de ortaya güldürücü sesler çıkıyor. Dersten sonra Galeria Lodzka’ya uğradık. Klasik bir eylem olan Tesco’ya gitme işini de hallettik. Güzel bir kırmızı küçük defter, dört adet tükenmez kalem ve birkaç yiyecek şeyler aldıktan sonra yukarı yemek yemeye çıktık. Benim herzamanki seçimim McDonald’s iki Big Mac Burger. Bir afiyetle yedikten sonra eve döndük ve öyle böyle biraz daha vaktimiz geçti. Saat dokuz gibi İspanya için uçak biletlerini almaya kalktık. On gün sonraki bir haftalık tatilimiz için bu gezi epey bir pahalı olacaktı. Yaklaşık dörtyüz euroya mal oluyordu. Uçak biletlerini almaya çalışırken bir de baktık ki Madrid’den Porto (Portekiz)’ya ucuz uçak bileti var. O gün de Galatasaray ve Real Madrid’in büyük karşılaşması var. Normalde Madrid’de bu maçı izleyecektik ama Porto olayı ortaya çıkınca bundan vazgeçtik. Tabi Osman hariç. Aslında bu İspanya gezisi onun fikriydi. İngilizcesinin iyi olmaması nedeniyle yanında başkalarının olmasını istiyordu. Bizim gezi amaçlı oraya gitmemiz onun işine geliyordu. Porto’ya ucuz biletin olduğunu öğrenince diğer arkadaşlar da birer birer o bileti aldı. Herkesin içinde bir mutluluk vardı. Espriler havada uçuşmaya başladı. O mutluluk enerjisini alabiliyordum. Gezinin nasıl olacağını bilmiyorum ama İspanya’ya gitmek, oraları görmek için sabırsızlanıyorum. Umarım o bir hafta yağmurlu geçmez.
Mart