Bugün belki de ülke için garip anların yaşandığı bir gün oldu.
Akşam her zamanki gibi bilgisayarın başındaydım. Gece yarısına doğru Whatsapp’tan bir bildirim geldi. Göz ucuyla şöyle bir baktım. Mesajı atan annemdi. Mesajda annem “darbe oluyor, televizyonu aç” diye yazmış. Darbe mi? Ne darbesi? Hemen yan odadaki kuzenimin yanına gittim ve darbe olduğunu, televizyonu açmamız gerektiğini söyledim. Ntv’yi açtık ve harbiden darbe olduğunu öğrendik. Oha, darbe yapıyorlar dedim içimden. Kuzenim de pek sevinmişti, cumhurbaşkanını sevmiyordu. O yaşına rağmen hala nasıl oluyor da darbe yapıldığına sevinebiliyor bilmiyorum. Zaten biraz zaman geçtikten sonra şaka yapmış gibi davrandı. Hemen ertesi gün de olumlu sonuç çıkabilme şansı olan bir iş görüşmem vardı. Tüh, şansa bak! Tabi o anda insan ne düşündüğünü anlayamıyor. İlk başta “eyvah, gittik” dedim. “Hemen sokağa çıkma yasağı ilan edilir, ülkece batarız” dedim. Çok endişeliydim, ülkenin gidişatı resmen değişecekti. Başka isterse A. Hitler olsun, darbe olayı iyi değildi. Bilgisayarımı odamdan getirdim, bir yandan haberleri izlerken diğer yandan internette yazılanlara bakıyordum. Şok üstüne şok oldum. Haber kanalları Cumhurbaşkanı ile telekonferans özelliği ile konuşuyorlardı. Yani rehin falan alınmamıştı. Hemen TRT’yi açtık. Ekranda beti benzi atmış, yüzü bembeyaz olmuş bir kadın kameranın arkasında yazılan yazıları okuyor. Kadın o kadar çok korkmuş ki alnından terler akıyordu, o kadar fondöten sürmelerine rağmen. Tehdit etmiş olabilirlerdi. Bir ara “sabahtan itibaren sokağa çıkma yasağı” cümlesini duyunca “eyvah” dedim. Evde de hiçbir şey yoktu. Kuzenime söylemiştim o kadar gidip bir şeyler alalım diye. Aç aç oturacaktık günlerce. Aklıma hemen suların, elektriklerin kesilebileceği düşüncesi geldi ve telefonumu bilgisayarımı şarja taktım, mutfaktaki su bidonlarına içmediğimiz çeşme suyundan doldurduk. Korkuya bak! Haberlere göre İstanbul’daki köprüleri asker tanklarla kapatmış. Ayrıca İstanbul üzerinde savaş uçağı geziyormuş. Biz bir ara duymadık. Ta ki çok şiddetli bir ses duyana kadar. Öyle bir sesti ki camlar neredeyse patlayacaktı. Bir yere bomba attılar herhalde dedim. Sonra farkettik de savaş uçağıymış, ses hızını açınca öyle ses çıkarıyor. Neredeyse sabaha kadar uçtu havada. Bir ara ses kaydını alayım dedim, aldım ama ilkinden eser yok tabi o kayıtta. Birkaç saat sonra bu darbe olayının başarısız bir girişim olduğu ortaya çıktı. Cumhurbaşkanı o kadar çok korkmuştu ki halka “sokağa çıkın” talimatı verdi. Nasıl çıkalım o korkuyla. Başımıza ne geleceği bile belli değil. Anam yok babam yok yanımda, başıma bir şey gelse ne olur? Neyse, haberlerden izlediğimiz kadarıyla halkın bir kısmı sokağa çıkmış ve askerlerin önünde durmuş. İnternetten izlediğim kadarıyla askerlerin bazıları İstanbul’da Boğaziçi Köprüsü’nde sivillere ateş açmış. Ayrıca Ankara’da bir helikopter üzerinden de insanlara ateş açılmış. Çok yazık oldu, gerçekten. Yani orada daha gencecik erler var, komutanlarının zorlarıyla oraya gönderilmişler. Tabi sivillere ateş açanlara hiç acımıyorum, Allah onların belasını versin.
Saat beşe doğru uyumaya çalıştım. Belki de şu yaşıma kadar gördüğüm en tedirgin edici olaylar yaşandı. Allah ülkemin yardımcısı olsun. Bu güzel halk bunu kesinlikle haketmiyor.